ÖN TANITIM
Hayatınızda hiç inandığınız şeylerin doğruluğunu sorguladınız mı? İşte benim şu an yaptığım şey buydu. Az önce gördüklerim kesinlikle rüya ya da halüsilasyon değildi bundan emindim. Midemdeki tanıdık kusma hissini bastırarak kafamı yere eğdim. Buradan kaçıp gitme içgüdüme engel olmalıydım. Ellerimi yumruk yapıp beklemeye başladım. İlk önce onun konuşması gerekiyordu değil mi. Bir şeyler söylemesi gerekliydi. "Beni rahatlatsana aptal!" diye bağırıyordum içimden. Tam o anda kafama dank etti. Asıl rahatlatılması gereken kişi ben değildim. O'ydu. Ben üstesinden gelebilirdim başa çıkabilirdim. Peki ya o? Hayatı boyunca böyle yaşamak zorundaydı. Belki de istemiyordu çok zor geliyordu. "Gerizekalı Pelin, bu zamana kadar onun hislerini nasıl hiç düşünmezsin." Dedim kendi kendime. Korkum beni bayıltacak derecede güçlü olsa başımı kaldırdım. Karşımda benden on metre ilerde boş gözlerle bana bakıyordu. Ne düşündüğünü anlayamıyordum. Bunu yapmaya zorladığım için belki kızmıştı bana belki de nefret ediyordu. Boğazımı temizledim. "Merak etme, bundan sonra seni ben koruyacağım." Dedim. Söylediğim şey onu o kadar şaşırtmıştı ki bir iki adım geriledi. Gözlerini kısıp "Ne diyor bu aptal?" bakışlarıyla bakıyordu. "Ciddiyim." Dedim. "Seni koruyabilirim." Sonunda kahkahayı patlattı. Yere yuvarlanmamak için kendini zor tutuyordu. Gösterinin bitmesini beklemek için birkaç dakika daha beklemek zorunda kaldım. Kahkahasını kesip gözlerindeki yaşı sildikten sonra yanıma geldi; "Anlaştık o zaman, bundan sonra kendini benden koruyacağına söz ver, sahip!" dedi.